­ HALK MÜZİĞİ | Kültür Portalı

Halk Müziği - Burdur

Müzik

Burdur Müzik Kültürü

Burdur’un müzikal yaşamında, yörede büyük etkisi olan yörük kültürünün önemli bir rolü vardır. Yörükler yaşamlarını sürdürmek, hayvanlarını en ideal ortamda beslemek için yazın yaylak, kışın ise kışlak denilen mekânları tercih etmektedir. Bu konargöçer yapı çerçevesinde hayvancılıkla uğraşan kişilerin, sürülerin güdülmesi esnasında çeşitli müziksel aktiviteler içerisinde olduğu bilinmektedir. Bu aktivitelerin başında; boğaz çekme (hada) gibi müziksel aktiviteler ve çoban düdüğü ve sipsi gibi sazları icra etmek gelmektedir. Konargöçer yaşama sahip olan ve hayvancılıkla uğraşan Yörüklerde bu yaşam tarzı çalgılarını da etkilemektedir. Çalgıların ebatları, konargöçer yaşamaya uygun şekilde taşıma ve çalım kolaylığı açısından değerlendirilerek geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Bunlara başta sipsi olmak üzere cura, kabak kemane ve kaval gibi çalgılar örnek olarak verilebilir.

Burdur Halk Müziğini Oluşturan Türler

Burdur halk müziği; teke zortlatmaları, gurbet havaları, zeybekler, boğaz havası (hada), kabardıç (gabardıç), kırık (düz) hava ve dımıdan türlerinden oluşmaktadır.

Teke Zortlatması

Bu tür; yörede Teke Zotlaması, Teke Zortlaması, Teke Zortlatması gibi isimlerle anılmaktadır. Zortlamak söylemi için Çine, "Tekenin teke katımı mevsimindeki siygin (idrarlı), sinirli, ileri, geri, yana zıplayarak hareket etmesine ‘zortlamış’ denildiğini” ifade etmiş; ayrıca köylerde, sinirlenen kişi için de ne oldu buna zort zort gitti deyiminin de kullanıldığını belirtmiştir” (Çine 2003: 113). Buna göre yöre müziğindeki Teke Zortlatması türünün adını, bu yörede en çok beslenen hayvanlardan biri olan kıl keçisinden, yani kara davarın erkeği olan tekeden aldığı söylenebilir. “Teke zortlatması oyunu erkek ve kadın oyunu olup karşılıklı oynanmaktadır. Ezgileri çok çeşitli olabilmesine rağmen oyunu tek çeşittir. Bundan dolayı bütün Teke Zortlamaları 9/16’lık ölçüde ve oldukça hareketlidir” (Ayyıldız 2014: 40).

Gurbet Havaları

Ülkemiz uzun hava kültürü içerisindeki önemli türlerden birisi de Teke Yöresi olarak adlandırılan bölgede halkın feryadını müziksel ifadelerle anlamlandıran Gurbet Havaları’dır. Gurbet kelime anlamı olarak Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük’te “Doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer” (1998: 507) olarak tanımlanmaktadır. Urhan, gurbeti: “Gurbet; öteden beri sevdiklerinden, yerinden ve yurdundan ayrı kalmak, sevdiklerine ulaşamamak, kavuşma ümidiyle yaşamak demektir” (Urhan 2014: 127) şeklinde ifade etmiştir. Gurbet Havası ise “Türklerin Anadolu’ya gelmesi sırasında Avşar Oymakları’nın yerleştiği, Teke Yöresi olarak da bilinen Antalya, Isparta, Burdur, Denizli (Acıpayam), Muğla yöresinde yaygın olarak seslendirilen ve yaşatılan uzun havalara verilen isimdir” (Küçükçelebi 2002: 45). “Acıpayam’da ‘guval’ yani kaval havası, Milas’ta ‘kerip-karip’ yani garip havası olarak da adlandırılmaktadır” (Emnalar 1998: 352). Konu olarak yalnızca gurbet içermemesine rağmen zaman içerisinde yörede bu isimlendiriliş bir gelenek haline gelmiştir.

Gurbet havaları müzikal anlamda; makamsal çeşitliliği çok, genel olarak inici bir seyir yapısına sahip, ezgi içerisinde yapılan cümlelemelerde belirgin şekilde inici-çıkıcı bir seyir özelliği gösteren, çeşitli perdelerde sık glissandoların yapıldığı bir uzun hava türüdür (Börekci ve Nacakcı 2019: 25). Sözel manada keder, hüzün, sıla hasreti, ayrılık hatta ölüm gibi konuları içeren sözlerin, usulsüz olarak ezgilendirilmesi türü belirleyen temel unsurdur (Akdoğu 2003: 1). Gurbet Havaları’nın saz bölümleri, özellikle cura ve bağlama icrasında diğer uzun hava türlerinde görülmeyen şekilde 7/8 ve 7/16’lık usul kalıbı gösteren ve bu usul yapılarına ait tezene kalıplarının kullanıldığı zengin bir yapıya sahiptir. Sipsi ve kabak kemane ile icrasında ise söz bölümünde yer alan serbest yapı saz bölümünde de kendini göstermektedir.

Zeybekler

Burdur zeybek kültürünün yoğun olarak yaşatıldığı, icra edildiği bölge içerisinde yer almaktadır. Yöre, kapsama alanı itibari ile içerisinde farklı zeybek türlerini barındıran bir yapıya sahiptir. Çine’ye göre Zeybeklerin “Gerek sözlü gerekse sözsüz olarak çeşitli ezgileri vardır. Yörenin belirli kesimlerinde kıvrak zeybek, tek zeybek, cepken oyunu, sarı zeybek gibi isimlerle de anılır” (Çine 2003: 112). Diğer zeybek türleri gibi 9/2, 9/4 ve 9/8’lik düzümdedirler. Gurbet havalarından hemen sonra icra edilen Zeybeklere, Kesinti Zeybek yahut Gurbet Kesintisi de denilmektedir. “Diğer zeybek oyunlarından bir farkı olmayan bu oyun havalarına kesinti denmesinin nedeni; hüzün veren, acıklı ve dokunaklı türkü ve gurbet havalarının sonuna, türküler oluşup anonimleştikten sonra, türkülerin dizeğine (ayağına) uygun bir zeybek havasının bağlanmasındandır” (Çine 2003: 94) Avşar Zeybeği, Kazım Zeybeği vb. Uludağ’a göre ise “Yörenin bazı yerlerinde Kıvrak Zeybek, Tek Zeybek, Cepken oyunu adları da kullanılmaktadır” (Uludağ 2009: 12).

Boğaz Havası (Hada)

Boğaz Havaları’nın ilk olarak ne zaman seslendirildiği bilinmemekle birlikte, Yörük kültürünün bir ürünü olarak eski zamanlardan günümüze kadar geldiği tahmin edilmektedir. Hada, Teke Yöresi’nde Yörük-Türkmen geleneğinin yaşadığı bölgelerde görülen daha çok kadınlar tarafından icra edilen bir türdür. Yörede, Boğaz Havası ya da Boğaz Hadası olarak adlandırılmaktadır.

Kabardıç (Gabardıç)

Yörede iki zamanlı, birkaç değişik ezgisi olan ve Burdur, Acıpayam, Fethiye, Antalya dolaylarında küçük farklarla oynanan oyun havalarına Gabardıç adı verilmektedir (Paşmakçı 1995: 1). “Burdur sınırları içinde çok tanınan Gabardıç havası ve oyunu: “Goyu mu olur gabardıcın gölgesi, aydan aya artar yarın sevdesi” sözleriyle başlar. Başka bir varyantta da sözlerin başlangıcı ‘Sallandı kaba ardıcın dalları, kaldır gelin sarılalım kolları’ şeklindedir” (Yönetken 1996: 152). Gabardıç yörede düğünlerde ve eskiden yörede “maşala / maşalama” olarak adlandırılan törenlerde oynanan, 2/4’lük usul yapısına sahip sözlü bir oyundur. “Gabardıç, yörenin en eski oyun havası olarak bilinmekte ve Türklerin Şamanizm’e inandıkları dönemlerdeki ateş dansı olarak nitelendirilmektedir” (Uludağ 2009: 12).

Kırık (Düz) Hava

Genel itibariyle Kırık Hava belirli bir dizi içerisinde ezgisel seyir özelliği gösteren, ölçüsü ve ritmi bilinen Türk halk müziği ürünleridir. Zeybek, Peşrev, Teke Zortlatması, Bengi, Güvende, Halay, Bar, Horon, Kaşık Havası, Karşılama, Sallama, Kol havası, Yalı Havası, gibi örnekleri vardır (Tüfekçi 1961: 27).

Burdur Halk Çalgıları

Üç Telli ve Dört Telli Cura (Kozağaç Curası)

Burdur müzik kültürüne önemli değer katan sazlar arasında üç telli ve dört telli cura yer almaktadır. Dört telli cura, yörede zaman zaman iki telli olarak da isimlendirilmektedir. Bu çalışmada dört telli cura akort düzeni, armonik yapısı ve bu yapı içerisinde aynı anda üç farklı ses duyumu göz önünde bulundurularak dört telli olarak adlandırılmıştır. Dört telli cura genellikle tezene ile icra edilmektedir; üç telli curanın icrası sırasında ise tel çekme, parmak vurma, pençe gibi teknikler uygulanmaktadır. Tel çekme tekniğinin tipik özelliği sağ el ile az sayıda vuruş yapıp sol el ile olabildiğince çok sayıda sesin çıkartılmasıdır” (Parlak 2000: 173).

Burdur’un Çavdır ilçesine bağlı Kozağaç köyünde icra edilen ve adını buradan alan dört telli (iki grup tel) cura ise genellikle bir sekizli içerisinde başlangıç sesinin oktavıyla birlikte 11-12 perdeli olarak kullanılmaktadır. Dört telli cura yörede daha çok tezene ile icra edilmektedir. İki tel altta iki tel üstte olmak üzere iki farklı tel grubuna sahiptir.                            

Sipsi

Tarihsel gelişimi ve kökeni hakkında çeşitli görüşler bulunan sipsi, özellikle Burdur Merkez olmak üzere Teke Yöresi’nde yaygın olarak kullanılan halk sazlarından biridir. “Eski Türklerde bu çalgı, Sipuzğa-Sıvızga, Sepezğe gibi isimlerle adlandırmıştır” (Tarlabaşı 1984: 21). Türk halk müziğinin nefesli ve en tiz sesli çalgısıdır. Kaval, Çoban Düdüğü ve Düdük gibi isimlerle de anılmaktadır (Altınay 2010: 35; Bedel 2005: 1230). Yörede nadiren de olsa iki sipsinin yapısal olarak birleştirildiği ve icra edildiği görülmektedir. Buna çifte sipsi adı verilmektedir.

Sipsi su kamışından (özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde yetişen) yörede bilinen adıyla kargıdan yapılmaktadır. Alaeğri (alazehir) ağacının filizlerinden boru şeklinde çıkartılan kabuklar, sipsinin perde deliği aralarına geçirilerek farklı bir görünüm kazanmasını sağlamaktadır. Yapısında, ağızlık ve gövde kısmı olmak üzere iki farklı kamış kullanılır. Sipsinin form boyu (uzunluğu) 15-20 cm arasında olup ön tarafında beş ve arka tarafında bir olmak üzere toplam altı perde delik vardır. Bu sesler tam seslerden oluşmaktadır. 1,5 oktav civarında ses genişliğine sahiptir. Sipsi, yörede genel olarak “Fa#, Sol, Sol#, La” karar seslerinde bulunmaktadır (Özbek 1998: 166; Altınay 2010: 34; Bedel 2005: 1230; Erdem 2019: 78).

Kabak Kemane

Kökeni en eski Türk toplumlarına kadar dayanan Kabak Kemane zaman içerisinde belirli ölçüde değişimler geçirse de ses rengi ve çalım stillerinden çok fazla ödün vermeyerek günümüz Türk halk müziği yaylı sazları arasında kendisine önemli bir yer edinmiştir. Daha çok Teke Yöresi olarak bilinen bölgeyle özdeşleşen Kabak Kemane gerek yöresel icralarındaki kendine özgü lezzeti gerekse ülkemizin hemen her yöresindeki ezgilere sunduğu eşlik kabiliyeti ile önemli bir yaylı çalgıdır.

Çalgı zaman içinde, kültürel süreçlerden ve dolayısıyla değişen müzik yapılarından etkilenerek yaygınlaşmaya başladıkça yapısal bazı değişikliklere uğramıştır. Örneğin eskiden hayvan bağırsağı tel olarak kullanılırken günümüze yaklaştıkça sanayileşmenin etkisiyle yerini “çelik” tellere bırakmıştır. Yine önceden at kuyruğu kılı yay olarak kullanılırken günümüzde bunun yerini endüstriyel bir malzeme olan “misina” almıştır. At kuyruğundan yapılan yayın kullanımında elle gerdirme yapılırken, misina ile yapılan yayın kendi gerdirme sistemi bulunmaktadır. “Günümüzde kabak kemanenin icra edilen en yaygın şekli dört tellidir ve en ince tel olan birinci telden itibaren akort şekli; “Re-La-Re-La” şeklindedir” (Çelik 2018: 13). Buna ek olarak ülkemizde müzik anlayışının günden güne gelişmesi ve müzik eğitiminin yaygınlaşmasıyla birlikte farklı akort sistemleri de kullanılmaktadır.

Kaynak:

Nacakcı, Zeki. (2021). Burdur Halk Kültürü Araştırmaları. K. Türkan, H. Kökten (Ed.). Halk Müziği (217-245). Ankara: Gece Kitaplığı Yayınları.

Görüntülenme Sayısı : 6180    Eklenme Tarihi : 11 Mayıs 2022 Çarşamba    Güncellenme Tarihi : 11 Mayıs 2022 Çarşamba