Kara karga motifi efsânelerde genellikle kötülüğün simgesi olarak işlenmiştir. İlençli Kargalar efsânesinde de dış görünüşlerin büyük ölçüde iç duyguları da yansıttığını vurgulayarak, Tanrı’nın hiçbir kötülüğü cezasız bırakmayacağı duygusunu yerleştirmeği amaçlamıştır.
Efsâneye göre: Evren Tanrı tarafından yaratıldıktan sonra, sıra canlılara ömür biçmeğe gelmiş. Tanrı, insandan başka bütün canlı varlıklara belli sürelerle birer ömür biçmiş. İnsanoğlunu en sona bırakmış. Efsâne bu ya; Tanrı insanoğlunu kendine en yakın varlık olarak kabul ettiği için en sona bırakmış. Çünkü Ulu Tanrı’nın gönlü, insanoğlunun kıyamet gününe kadar ölüm uykusuna yatmasına bir türlü razı değilmiş. Bunun üzerine Tanrı, insanoğluna yetmiş yıllık bir ölüm süresi biçmiş. Ölen bir kimsenin yetmiş sene yattıktan sonra tekrar dirilmesini ve kıyamet gününe kadar yaşam sürmesine karar vermiş.
Tanrı bu kararını gömütlükte yatanlara duyurması için kargayı görevlendirmiş. Kara karga gömütlüğe gidip, ölülere Tanrı’nın buyruğunu şöyle duyuracakmış: "-Gak gak gak!.. Ey kişioğlu, yerinde tam yetmiş yıl yat. Yat da, yetmiş yıldan sonra ayağa kalk. Böylece sevdiklerine kavuş" diyecekmiş. Ne var ki, kara karganın rengi gibi içi de kara ve kötülüklerle doluymuş. O tanrının buyruğunu iletmek için, gömütlüğe gitmiş gitmesine. Amma, Tanrı’nın buyruğunu değiştirerek, ölülere şöyle duyurmuş: "-Gak gak gak!.. Ey insanoğlu, yerinde tam yetmiş yıl yat. Yat da, sonra yerin dibine bat..." demiş. Böylece, insanların kıyamet gününden önce dirilme umutları tamamen yok olup gitmiş.
Bunun üzerine, buyruğunu değiştirerek insanlara duyuran kargaya Tanrı çok öfkelenmiş. Sonra da ona çok şiddetli bir ceza vermiş. Kargaların yazın ağustos ayında boğazlarının delinmesini ve içtikleri suyun kursaklarına inmemesini buyurmuş. İşte kargaların yazın, acı, boğuk ve yanık yanık ötmelerinin sebebi de buymuş.
Kaynak: 15.08.2014 tarihinde AKÜ Afyonkarahisar Kütüğü kitabından alınmıştır.