Nesiller boyu ağızdan ağıza söylene gelmiş, günlük yaşantımızda hemen her zaman rastladığımız bir inanç vardır ki, biz bunu nazar kem göz ya da göze gelmek deyimleriyle ifade ediriz. Sağlıklı bir insanın aniden hastalanması ya da bir kaza geçirmesi, mutlu bir yuva üzerine kara bulutlar çökmesi, tarladaki mahsulün zarar görmesi, iyi süt veren bir ineğin sütünün azalması hallerinde nazara geldi, göze geldi sözlerinin sık sık kullanıldığını görmekteyiz.
Cansız Varlıklara Nazar Değmemesi İçin Yapılan Pratikler: Evlere, kapılara, mekik, at nalı gök boncuk, nazar boncuğu, küçük çocuk ayakkabısı, üzerlik, kaplumbağa yavrusu, tesbih çalısının çatal kısmı, iğde çekirdeği, zeytin yaprağı asılır. Kapılara, seccadelere, el motifleri yapılır. Kara çalı dikeni ile (S) harfi birbirine delinip takılarak görünen bir yere asılır. Tarla, bağ ve bahçelere öküz başı, gök boncuk, köpek kafası, at nalı asılır. Mührü Süleyman şeklinde kurşun dökülerek tarlaya gömülür. Çaltı ağacının da kötü gözün etkisini yok ettiğine inanılır.
Kaynak: Mersin 2005 Yıllığı (Şubat 2006)