­ PİR ALİ BABA EFSANELERİ | Kültür Portalı

Pir Ali Baba Efsaneleri - Erzurum

Efsaneler

Pir Ali Baba ile ilgili değişik rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetlere göre;

1) Pir Ali Baba Dutçu Köyü'nde kendi halinde bir adammış. Değirmencilik yaparmış. Devrin Padişahı tebdil gezerken Ali Babanın değirmenine uğrar;  "İhtiyar selamünaleyküm” der. Pir Ali Baba ;  "Aleykümselam"  diye cevap verir.

Padişaha gücü nisbetinde ikramda bulunur. Padişah: "Babacığım ben senden çok memnun kaldım, benden bir muradın var mı?"  diye sorar. Pir Ali Baba önce hiçbir şey istemez. Padişah ısrar edince: "Padişahım şu değirmenin suyunu bendinden bana bağışlarsan dünyalar benim olur” der. Padişah;  "Bu kadar suyu ne yapacaksın?" diye sorunca Pir Ali Baba; "Kırk değirmen yaptıracağım. Kırk değirmenin gelirleri ile her yıl hafızları toplayıp 1001 hatim okutacağım. Memleketimi Allah afatından saklasın" diye cevap verir. Böylece kırk değirmenin suyu Ali Baba'nın değirmenine bağlanır.

2) Pir Ali Baba'nın şehir içinde bulunan evleri, mağazaları ve medreseleri kimler tarafından kullanılmıştır bu bilinmemektedir. Bilindiği kadarıyla Şeyhler Mahallesi'nde medresesi olduğu kaydedilmiştir.  300-350 sene evvel İbrahim Hakkı Hazretleri'nin pederi Erzurum Müftüsü iken medreseyi şenlendirmiştir.

Rivayete göre; İbrahim Hakkı Hazretleri Hasankale’den Tillo’ya gidip Fakirullah Efendi Hazretleri'nden aldığı dersini bitirdikten sonra Erzurum’a gelerek Şeyhler camiinde bir güneş saati yapmıştır. Bu saat halen minarenin orta yerinde durmaktadır. Medrese evkaf zimmetindedir. Pir Ali Baba'nın kendisi de Dutçu Köyü ile Tepeköy arasındaki dergahının bulunduğu yerde yatmaktadır.

Dergahın belirtisi olarak taş yığınları ve temeller vardır. Yalnız çevresindeki duvarlar sonradan yapılmıştır. Bu duvarları 1923 yılında Rus askerleri yaptırmışlardır. Pir Ali Baba’nın dergahı surların iç avlusunda kalır. Onun karşısındaki dağın eteğinde Viran Şehir bulunur. Bu şehrin ne zamandan beri mevcut olduğunu ve ne olduğunu bilen yoktur. Kavaflarda Erzurum’un eşraf ailelerinden birisinde Pir Ali Baba'nın bütün şeceresinin bulunduğunu söylerler. Bu şecerenin ceylan derisine yazılı olduğunu duyulmuştur. Yalnız kimde olduğunu bilinmemektedir. Pir Ali Baba'nın yattığı dağın 40-50 metre aşağısında bir tepede bir kabristan daha vardır. Hiç kimse bu kabrin kime ait olduğunu bilmez. Kadın mı erkek mi olduğu da bilinmez.

3) Pir Ali Baba bundan elli altmış sene evvel yaşamış olan Cihangir’in hafızıymış. On beş on sekiz sene evvel ölmüş olduğu söylenmektedir. Zıvans – Zığvans Köyü'nde değirmende kalırmış. Buğdayları öğütür geçimini bundan temin edermiş. Geceleri de sakosunu (paltosunu) başına çeker yatarmış. Bir gece bir bakar ki bir sürü adam değirmene dolmuş. Ali baba bunların cin olduklarını hemen anlamış. Cinler kendi aralarında konuşmaya başlamışlar;  "Şu unu besmelesiz çuvala koydu, şu yağı besmelesiz yağdanlığa yerleştirdi, şu kazana kepçeyi besmelesiz koydu" diye konuşuyorlarmış. Bir taraftan konuşmaya devam ederken diğer taraftan da malzemeyi ortaya getirip helva yapmaya karar vermişler.

Cihangirli hafız bir müddet bunları seyreder, sonra kelime-i şahadet getirip, besmele okur. Yerinden davranmaya kalktığı zaman cinlerin her biri bir yere kaçar. Onlar gittikten sonra hafız bakar ki bir kazan helva pişmiş ortada duruyor. Kazanı orada bırakıp var gücüyle köye doğru koşmaya başlar. Köye gelince durumu köylülere anlatır. Sonra köylülerle birlikte değirmene döner helvayı hep birlikte evvela besmelelerini çeker sonra da yerler. O günden sonra hafız besmelesiz hiçbir iş yapmaz.

PİR ALİ BABA’NIN YILAN EFSANESİ;

Rivayete göre, zamanın birinde Erzurum’da bir yılan sokması hadisesi olur. Şehirde bir kişi yılan sokması sonucu ölür. O günün şartlarında tıp buna çare bulamaz. Devrin eşraf ve Erzurum ahalisi Pir Ali Baba önderliğinde toplanıp durumu değerlendirirler ve olayın manevi bir afet olduğuna kanaat getirirler. Bir kazan suya okuyup üfleyerek çeşme ayaklarına ve su kuyularına okunmuş suyu dökerler sudan içen insanlara bundan sonra zehir tesir etmez ve sudan içen yılanlar telef olmaya başlarlar böylece afet atlatılır. Pir Ali Baba heyeti tekrar toplar hem şükür anlamında hem de bu şehre genel bir afet isabet etmemesi için 1001 hatim geleneğini başlatır ve minarelerden okunan ezanlardan sonra Peygamberimize üçer defa selat-ü selam okunması geleneği de böylece başlatılmış olur. O günden beri Erzurum’da bu gelenek devam etmektedir.

Derleme: Cemal Almaz, Şahin Torun / Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Kaynak:

  • Bilge Seyidoğlu;  Erzurum Efsaneleri : Dergah Yay. Erzurum Kitaplığı 1997 – 2018
  • Bilge Seyidoğlu;  Erzurum Efsaneleri : (Dergah Yay. Erzurum Kitaplığı 2018 Erzurum Büyükşehir Belediyesi Yayını)
  • İ.Hakkı Konyalı: Abideleri ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi
Görüntülenme Sayısı : 11224    Eklenme Tarihi : 29 Mart 2021 Pazartesi    Güncellenme Tarihi : 29 Mart 2021 Pazartesi