Müzik
Yıl 1905... Mevsim yaz. Elazığ 1. Redif taburu Yemen’e hareket edecek. Kışlanın önü ana-baba günü... Yaşlı, genç; ana, baba, kardeş, bacı... Ebedi ayrılığın hüznü çökmüş gönüllere, Gözler nemli giden evlada, kardeşe, sevgiliye... Kucaklaşmalar, sarılmalar... Şafakla birlikte bir kaynaşmadır başlıyor. Gideceklerin yüreklerinde görev ve sorumluluk, gözlerinde bir daha dönememe, görememenin hüznü ile biriken yaşlar... Çok şeyler anlatılmış Yemen’le ilgili. Boru sesi ile son kez kucaklanılıyor. Sonra bu muazzam insan yığını ikiye ayrılıyor. Yemen’e gidenler ve bir müddet onların yanından arkasından, yanından yürüyen, koşan ama gidenler uzaklaştıkça gerilere düşen ana, baba, kardeş ve sevgililer. Tabur adım adım uzaklaşıyor. Her atılan adım bu ebedi ayrılığı biraz daha perçinler gibi... İşte Yemen Türküsü bu ayrılığın acısını terennüm eder.
Kışlanın önünde redif sesi var
Sorun, görün, çantasında nesi var
Bir çift kundurası birde fesi var
Ano Yemendir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Ah! Burası *Huş’tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor, acep ne iştir.
Kışlanın önünde sıra söğütler,
Yüzbaşı, binbaşı asker öğütler
Yemen’e gidenler baba yiğitler
Nakarat
Kışlanın önünde bir sürü kazlar
Yüreğim yanıyor, ciğerim sızlar
Yemen’e gidene ağlıyor kızlar
Nakarat
Bu türkünün makamı hüseynidir.
*Hus, Yemende bir bölgenin adıdır.