­ YUSUFÇUK MASALI | Kültür Portalı

Yusufçuk Masalı - Antalya

Masal

Sözlü kültür ürünü olan masalları kısaca hayali hikâyeler olarak tanımlayabiliriz. Yöreden yöreye, ülkeden ülkeye en çok yayılan halk edebiyatı ürünleri, şüphesiz masallardır. Genelde bütün illerde anlatılan masallar benzerlik arz ederse de yerli anlatıcıların ilave ettiği unsurlar sebebiyle küçük farklılıklar gösterebilirler. Antalya’nın, doğusunda Mersin, Konya ve Karaman, kuzeyinde Isparta ve Burdur, batısında ise Muğla illerinin yer alması ve Antalya halkının bu bölgelerin sakinleriyle sürekli etkileşim içinde olması, neredeyse bütün folklor ürünlerindeki benzerlikleri doğurmuştur.

Örneğin, aşağıda verilen “Yusufçuk” masalı, birçok varyantı bulunan masal veya efsane olarak bu illerde de dilden dile dolaşmaktadır.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Orta halli zengin ve fakir bir köylünün bir kızı ve bir de oğlu varmış. Çocukların ikisi de çok sevimli şeylermiş. İki kardeş analarının hazırladığı azığı bellerine bağlar, düşerlermiş koyunların ardına. Koyunları gütmek için her gün ayrı yönlere giderlermiş. İki kardeş birbirlerini çok sever, birbirlerini hiç incitmezlermiş. Babaları oldukça kaba bir adammış, Çabuk sinirlenir, çocuklar en küçük bir kusur işleseler, eşek sudan gelinceye kadar çocuklara sopa atarmış. Günlerden bir gün iki küçük kardeş koyunlarını köyden çok uzak bir yerde otlatıyorlarmış. Öğle zamanı, gelince, analarının yaptığı katmeri yiyip başında oturdukları pınardan buz gibi suyu içtikten sonra kızcağızın uykusu gelmiş. - Yusuf, demiş kardeşine. Benim çok uykum var. Azıcık yatayım mı? - Olur, demiş Yusuf. Uzanıvermiş kaba ardıcın koca gölgesine. Uzanması ile uyuması da bir olmuş. Yusuf küçük çakısı ile yeni bir sipsi yapmaya uğraşıyormuş. Yapmaya çalıştığı sipsi iyi ses vermeyince Yusuf kargı aramaya çıkmış. Kardeşi ve koyunlardan uzak bir yerde kargıları bulmuş, fakat aradan da bir hayli zaman geçmiş. Yeni yaptığı sipsisini neşeli neşeli çalarak kardeşinin yanına dönen Yusuf, ne görse beğenirsiniz? Koyunların yerinde yeller esiyor. Hemen kız kardeşini uyandırmış. İki kardeş başlamışlar koyunları aramaya. Nereye gittilerse koyunları bulamamışlar. Hava kararmaya başlayınca, koyunları bulmaktan iyice umutları kesilmiş. Yüksek bir kayanın üzerine oturup, başlamışlar ağlamaya. Koyunları bulmadan eve dönelerse babaları onlara neler yapmaz ki? İki kardeş düşünüp taşınmışlar ve ellerini açarak Ulu Tanrı’ya şöyle dua etmişler: - Büyük Allah’ım, bizi iki kuş yapın da, hem babamızın dayağından kurtulalım, hem de koyunlarımızı arayalım. Tam dualar bitince Allah onların bu dualarını kabul edip ikisini de birer kuş yapıvermiş. Halk da bu kuşlara Yusufçuk ismini vermiş. İşte Yusufçuk, kış gecelerinde öten, birbirine seslenen bu iki kardeştir. O gün bu gün iki kardeş bazen koyunları arar dururlarmış. - Yusuf, koyunları buldun mu? Bulamadım, sen buldun mu?

Kaynak: Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. (2010). Dünden Bugüne Antalya. Antalya: Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Görüntülenme Sayısı : 6456    Eklenme Tarihi : 27 Şubat 2013 Çarşamba    Güncellenme Tarihi : 21 Ekim 2021 Perşembe