Beşiktaş, Yıldız ve Nişantaşı arasında kalan Ihlamur Vadisi’nin, 18. yüzyılda, tersâne eminlerinden Hacı Hüseyin Ağa’ya ait olan ve bu yüzden “Hacı Hüseyin Bağları” adıyla tanınan bir mesire yeri olduğu bilinmektedir. Sultan III. Ahmed (1703-1730) döneminde Padişah’a ait bir “Hasbahçe”ye dönüştürülmüştür. 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar “Hacı Hüseyin Bağları” olarak bilinen bu alan, Sultan I. Abdülhamid (1774-1789) ve Sultan III. Selim (1789-1807) dönemlerinde de kullanılmıştır.
Sultan Abdülmecid’in (1839-1861) Osmanlı tahtına geçmesiyle birlikte, Ihlamur Mesiresi’nin bulunduğu bu alanda Ihlamur Kasırları’nın yapımına başlanmıştır. Yer yer yüksek çevre duvarları ve bazı kısımlarda da döküm parmaklıkların sınırladığı 24.724 metrekarelik ağaçlıklı bir alan içinde yer alan iki yapı; yapıldıkları 1849-1855 yıllarından bu yana kimi zaman “Nüzhetiye” kimi zaman da “Ihlamur Kasırları” adıyla anılmıştır.
Ana yapı olan Merasim Köşkü ön cephesinde, dönemin beğenisini yansıtan barok çizgiler taşıyan merdiveni, ilginç ve hareketli kabartmalarıyla çarpıcı bir mimarlığa sahiptir. Kasrın iç süslemelerinde Osmanlı sanatında 19. yüzyılda tercih edilen Batılı dekorasyon anlayışına uygun bir tarz tercih edilmiştir. Kullanılan bu süsleme tarzı mobilyalar ve döşeme öğeleri ile bir bütünlük sergilemektedir.
Padişahın maiyeti, kimi zaman da haremi tarafından kullanılan Maiyet Köşkü ise daha sade bir yapı olmasının yanı sıra, bir orta sofaya açılan köşe odalarından oluşan mekân düzenlemesiyle de daha geleneksel bir görünüm sergiler. Maiyet Köşkü’nün odalarında duvarlar farklı renklerde ve mermer görünümü veren şutuk işçiliği ile kaplanmıştır.
Merasim Köşkü bir müze-saray olarak hizmet vermektedir.
İstanbul Gezilecek Yerler