İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Çinili Köşk Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Arkeoloji Müzesi olmak üzere üç ana birimden oluşan bir müzeler kompleksidir. Türkiye’nin ilk müzesi olup koleksiyonlarında imparatorluk topraklarından getirilen ve çeşitli kültürlere ait bir milyona yakın eser bulunmaktadır.
Osmanlı’da tarihi eser toplama merakının izleri Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar uzanır; ancak müzeciliğin kurumsal olarak ortaya çıkışı İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin 1869 yılında
Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) olarak kuruluşuna denk gelmektedir.
Aya İrini Kilisesi’nde o güne dek toplanmış arkeolojik eserlerden oluşan Müze-i Hümayun, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin temelini oluşturmuştur.
Çinili Köşk Müzesi
İstanbul Arkeoloji Müzeleri kompleksi içerisinde en eski yapı, 1472 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilen Çinili Köşk'tür. Aya İrini’nin yetersiz kalması ile Çinili Köşk müzeye dönüştürülerek 1880 yılında ziyarete açılmıştır. İstanbul'daki Osmanlı dönemi sivil mimari örneklerinin en eskilerindendir.
Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi, Gülcan Acar
Türk çini ve seramik örneklerinin sergilendiği Çinili Köşk Müzesi koleksiyonlarında, 11-20. yüzyıl başlarına tarihlenen Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait iki bin civarında eser bulunmaktadır. 1432 tarihli Karamanoğlu İbrahim Bey İmareti’ne ait çini mihrap, 1590 yılında yapılan Ab-ı Hayat Çeşmesi ile İznik ve Çanakkale yapımı birçok eser bu bölümde sergilenmektedir.
Eski Şark Eserleri Müzesi
Eski Şark Eserleri Müzesi olarak kullanılan bina, Osman Hamdi Bey tarafından 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) olarak inşa ettirilmiştir. Binanın mimarı Alexander Vallaury'dir.
Kadeş Anlaşması, Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
Müzede, İslamiyet öncesi Arap yarımadası eserleri, Mezopotamya eserleri, Anadolu eserleri ve çivi yazılı belgeler sergilenmektedir. Naram Sin Steli, Kadeş Anlaşması, İştar Kapısı gibi önemli eserler de bu bölümde yer almaktadır.
Arkeoloji Müzesi
İstanbul Arkeoloji Müzeleri klasik binası, 1881 yılında müze müdürlüğüne atanan
Osman Hamdi Bey’in 1887-1888 yılları arasında gerçekleştirdiği
Sidon Kral Nekropolü Kazısı'nda çıkarılan ve İstanbul'a getirilen ihtişamlı eserlerin sergilenebilmesi için inşa edilmiştir. Çinili Köşk'ün karşısında yer alan yapı, dönemin ünlü mimarı Alexander Vallaury’nin eseri olup 1891'de ziyarete açılmıştır.
Arkeoloji Müzesi, dönemi için, dünyada müze binası olarak inşa edilmiş ender yapılardan biri olma özelliği ile göze çarpmaktadır. İstanbul'daki neo-klasik mimarinin en güzel ve görkemli örneklerinden biridir. Alınlık üzerinde, Osmanlıca Asar-ı Atika Müzesi (Eski Eserler Müzesi) yazmaktadır. Yazının üzerinde bulunan tuğra, Sultan Il. Abdülhamit’e aittir.
Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi, Gülcan Acar
Günümüzde klasik bina ve ek binadan oluşan müzede, tarih öncesi çağlardan Osmanlı dönemine dek uzanan ve aralarında Antik Çağ heykelleri,
İskender Lahdi,
Ağlayan Kadınlar Lahdi,
Likya Lahdi, Sidamara Lahdi ve
Tabnit Lahdi’nin de bulunduğu eşsiz eserler sergilenmektedir.
Kaynak: İstanbul Arkeoloji Müzeleri