­ AĞITLAR | Kültür Portalı

Ağıtlar - Sivas

Ağıtlar

GAZİBEY KÖYÜNDEN MEVLÜD’ÜN AĞIDI: Gazibey köyü Hacı Emin’gil sülalesinden Mevlüt, Uzunyayla Örenşar’da değirmende çalışırmış. Ağır bir çuval kaldırmış ve iç organları zedelenmiş. Hastalanıp köyüne dönen Mevlüt kısa bir süre sonra ölmüş. Bu ağıdı aynı köyden Meryem adlı ağıtçı kadın yakmış. "Yüce dağa yol yaptırmış Camızlarım ensin deyi Mevlüt emmisine küsmüş Bana bedel versin deyi Harman yerinde koğuşu Mahmut üstünün çavuşu Bedel verip alacahtıh Mevlam etti bu döğüşü Bana verin püskülünü Kağat içinde sahlayım Mallar tarçığa çıhınca Gedip de dağı yohlayım Yenileyin guş dadanmış Ağ odanın duvarına Babam oğlu arz ediyor Alınyurd’un pınarına Gana gana içememiş Güçcük destinin suyunu Öğretmiş de binememiş Gır atın doruh tayını Sallan sarı camız sallan Sana gever dahacağım Mevlüt cırıda çıhınca Ben boyuna bahacağım Ağızdan ganlar boşandı Hocalar önlük guşandı Derdi yeğin babam oğlu Teneşire bek döşendi."

KARALAR KÖYÜNDEN DURAN’IN AĞIDI: Karalar köyünden Emine’nin ölen kocası Duran’a yaktığı ağıt şöyledir: "Gel yiğidim, gel yiğidim Bu yıllık da dur yiğidim Sarı pınar yeğin bitmiş Tırpan alda gir yiğidim Eşim de Tokadın bağı Dökülmüş gül kolanyağı Bana ağlamasın demen Devrildi kaynatamın dağı Hayırsız’a ektik arpa Yağmur yağar sere serpe Eşimin va’di varıdı Sümbüle edecekti küpe Amanımız amanımız Gar yağıyor dumanımız Bu zamanlar yolcu gitmez Bizim devlüm* zamanımız Fırgatlı gönlüm fırgatlı Böyük tarlamız ırgatlı Bana ağlamasın demen Zati gönlümüz fırgatli."

SORGUNCUK KÖYÜNDEN TAHİR’İN AĞIDI: Tahir Haymana’ya göçmüş ve orada hastalanıp ölmüş. Bu ağıdı bacısı Salime yakmış. "Yozu da Yozgat’a yürür Mezerini otlar bürür Sağ olur gardaş gelirse Çayırını geri alır Haymana’nın yolu uzak Bulutlarda oldu süzek Eğer gardaş gelmez ise Kahirli bir mektup yazak Haymana’ya endi yozu Hâbeyinen* gelir gazi Beşikte öksüz yatıyor Gardaşın sürmeli gızı."

AĞIT: Sivas Merkez Damılı Köyü!nden derlenen bu ağıdın ne için söylendiği tespit edilememiştir. "Irmak kıyısında balık avladım Dalgıcımı altın tele bağladım Ellerin adamı gelip gittikçe Elimi koynuma soktum ağladım Bir çintinyan diktim astarı kare Filime çektiler ciğerim yare Doktor bulamadı derdime çare Çaresiz dertlere düştüm ağlarım Bir kuş konmuş hastanenin başına Döne döne el eğliyor eşine Duyar kardeşim de düşer peşime Çaresiz dertlere düştüm ağlarım."

SEFERBERLİK AĞIDI: "Enver’de potine bindi Beşlinin önüne indi Bunlar daha mahcup çocuk Talim bellemeden öldü Erzurum’da sıra gavah Eskerler geliyor ufah Eskerler de ümit yohtur Çitllere adın goyah Erzurum’un minaresi Yıkılsın Hasan kalesi Sağ yanımı top götürdü Sol yanım süngü yarası."

SEFERBERLİK AĞIDI: "Firgatli firgatli değ seher yeri Eğilmedik dalı eğ seher yeli Nice yiğitlerin tutuldu yolu Kafir dumanladı yollarımızı Atına bindi de gedikten aştı Papağın gölgesi kaşıma düştü Bir selam verdi de hemen savuştu Selamı elinde ne var nazlı yar Ayağıma demir çarık giyerim Cücüklerin palazlandı yayarım Öldüğünü söylüyorlar inanmam Ölenece hatırımı sayarım."

Kaynak: 2011 Yılı Sivas İl Kültür ve Turizm Envanteri, Sivas Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Sivas, 2011.

Görüntülenme Sayısı : 2416    Eklenme Tarihi : 08 Ağustos 2014 Cuma    Güncellenme Tarihi : 21 Eylül 2021 Salı