Uşak Fıkraları - Uşak
Fıkralar
ALLAH'IN İŞİ BAKKALIN TAŞI: Köylünün biri Uşak’a gitmiş.Burma Cami'nin karşısındaki bakkaldan bir şeyler alacakmış. Bakkal köylünün aldıklarını kilo yerine teraziye taş koyup taşla tartıyormuş. Köylü sormuş: -'Senin dirhemin yok mu?Neden taşla tartıyorsun' demiş. -'Sus…sus…çarpılırsın. Allah'ın işine cami karşısındaki bakkalın taşına karışılmaz' demiş.
DAĞIN TAŞIN KURDUN KUŞUN KIYMETİNİ BİLELİM: Çok eski zamanlarda Yörük Uşak’a inmiş. İndiğinde Uşak'taki lokantaların çoğu kapalıymış. Nedenini sormuş: -'Ramazan geldi' demişler. Yörükün ramazanla, kurbanla ilgisi yokmuş. Aç acına yaylasına geri dönmüş. -'Amanın dostlar, yaylamızın kıymetini bilelim Uşak’a Ramazan deye biri gelmiş ortalığı kırmış geçirmiş. Açık tek bir aşçı dükkanı bulamadım. Açlıktan öldüm. Sis siz olun Ramazan gelince Uşak’a gitmeyin. Şu yaylamızda ki kurdun, kuşun, dağın, taşın kıymetini bilelim.' demiş.
VALİ BEY BENDEN SONRA GELİR: Vilayette çalışan memuru herkes tanır. Sürekli takılırlarmış. Memurda her gün bir fıkra uydururmuş. Günlerden bir gün: -'Bu vilayette Vali bey benden sonra gelir.' demeye başlamış. Bu sözü sabahları günaydın yerine kullanmaya başlamış. Söz sonunda Vali beyin kulağına gitmiş. Vali bey sormuş. -'Söyle bakalım bu vilayette Validen önce kim gelir?' demiş Memur: -'Ben efendim' diye yanıtlamış. Vali: -'Ne demek o!' diye sinirlenirken yanıtını da almış -'Efendim siz saat onda, on otuzda teşrif buyurursunuz. Ben ise sizden önce saat dokuzda vilayete gelirim.' demiş.
Görüntülenme Sayısı :
1707
Eklenme Tarihi :
17 Haziran 2014 Salı
Güncellenme Tarihi :
16 Aralık 2021 Perşembe