­

DÜNYA MİRAS LİSTESİNDE ANTALYA

Dünya Miras Listesinde Antalya
 
Dünya Miras Listesi, üstün evrensel değere sahip doğal ve kültürel varlıkların tanınması ve korunması için UNESCO tarafından başlatılmış bir uygulamadır. Mimari, tarihi, estetik, kültürel, ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi yönleri ile öne çıkan bu varlıklar, istisnai özellikleriyle tüm insanlığın ortak mirası olarak kabul edilmektedir.
 
Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Antalya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve adaylık sürecinde bulunan doğal ve kültürel miras alanlarında ufak bir gezintiye ne dersiniz?
 
(UNESCO Dünya Mirası Listesi, 1988)
 
Antik Çağ’da Likya’nın en büyük idari merkezi olan Xanthos, Antalya’nın Kaş ilçesinde, ovaya hâkim iki tepe üzerine kurulmuştur. Kazılarda elde edilen buluntular ve kentin barındırdığı eşsiz mimari eserler, Likya uygarlığının özgün örnekleri arasındadır. Kente yerleşen her uygarlığın inşa ettirdiği yapılarda Likya gelenekleri ile Helenistik ve Roma dönemlerinin etkileri görülmektedir. Xanthos, ortak önemleri nedeniyle Muğla’da bulunan komşu antik kent Letoon ile birlikte 1988 yılında, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.
 
Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
 
Antik kentte bulunan dikme şeklindeki anıt mezarlara, Xanthos dışında bölgedeki diğer ören yerlerinde rastlayamayacağınızı unutmayın…
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 1994)
 
Türkiye'nin en büyük doğal mağaraları arasında olan Karain Mağarası, Anadolu ve Yakın Doğu tarihi açısından önemli bir Paleolitik merkezdir. Günümüzden 500.000 yıl kadar öncesinden başlayarak insanlar tarafından sürekli bir biçimde iskân edilen mağaranın, antik dönemlerde bir adak mağara yani tapınak olarak kullanıldığı dış duvarlarındaki Grekçe kitabelerden anlaşılmaktadır. Karain, çevresindeki diğer mağaralarla birlikte doğal ve kültürel özellikleri dolayısıyla dünya mirası olarak önerilmektedir.
 
Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
 
Mağaranın girişine ulaşmak için ziyaretçi karşılama noktasından itibaren 470 basamaklı bir merdiven çıkmanız gerektiğini unutmayın…
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2000)
 
Alanya Kalesi, Anadolu’yu süsleyen yüzlerce kaleden bugün ayakta kalabilmiş ve en iyi korunmuş Orta Çağ kalelerinden biridir. Helenistik dönemlerden başlayarak Roma, Bizans ve Selçuklulara ev sahipliği yapan kalenin günümüzdeki kalıntıları, geleneksel kent dokusuyla bütünleşmiş durumdadır. Kalenin en simgesel yapısı ise şüphesiz Selçuklu savunma mimarisinin en özgün ve önemli örneklerinden biri olan Kızılkule’dir. Tersane ve tophane gibi yapıları ile de önem taşıyan Alanya Kalesi, tüm bu tarihi ve kültürel özellikleri dolayısıyla dünya mirası olmaya adaydır.
 
Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
 
Alanya’ya gelmişken Syedra Ören Yeri’ni, Atatürk Evi’ni ve Alanya Müzesi’ni de görmeden gitmeyin …
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2000)
 
Güllük Dağı’nın dorukları arasındaki vadide kurulmuş olan Termessos, orman içinde korunarak günümüze ulaşan en çarpıcı antik kentlerden biridir. 1970 yılından beri Milli Park statüsünde olan alan, bitki örtüsü zenginliğiyle ve içlerinde soyu tükenmekte olan hayvanların da bulunduğu pek çok canlıyı barındırmasıyla benzersiz olup Termessos Antik Kenti’nin kalıntıları ile bezelidir. Yerleşim biçimi ve savunma sistemleri ile doğanın sunduğu olanakları en iyi şekilde kullanan kentlerden biri olan Termessos, doğal ve kültürel değerleriyle dünya mirası olarak önerilmektedir.
 
TGA
 
Antalya Müzesi’nde Termessos’a ait oldukça ilginç bir eserin sergilendiğini ve bu benzersiz eserin Rhodope adlı varlıklı bir kadının çok sevdiği köpeği Stefanos için yaptırdığı lahit olduğunu biliyor muydunuz?
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2000)
 
Antalya’nın Demre ilçesinde yer alan Kekova, bir şehir veya antik kentten ziyade bir alanın adıdır. Bölgeye adını veren Kekova, aynı zamanda bölge içindeki en büyük adadır. Pitoresk adalar ve çok sayıda koydan oluşan alan, Likya döneminden kalma antik kalıntılarla doludur. Çok sayıda batık kentin oluşturduğu yaşayan kültürel dokunun yanı sıra Kekova, önemli jeolojik oluşumları, oluklu kıyı hattı, hidrobiyolojik özellikleri ve bitki örtüsü ile eşsiz bir doğal güzelliğe sahiptir. Akdeniz Bölgesi’nin incisi Kekova’nın tarihi, kültürel ve doğal özellikleri ile dünya mirası listesinde yer alması önerilmektedir.
 
TGA
 
Kekova’nın hemen yanı başında yer alan ve antik Likya’nın küçük liman kentlerinden olan Theimiussa ve Simena’yı da keşfetmeden dönmeyin…
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2000)
 
Bir Likya yerleşimi olan Myra Antik Kenti’nin parçası durumundaki St. Nikolaos Kilisesi, ölümünden sonra Aziz Nikolaos adına yapılmış bir mezar kilisesidir. MS 3. yüzyılda yaşayan Aziz’in gerçekleştirdiğine inanılan mucizeler, kilisenin duvarlarında resmedilmiştir. Kilise, Orta Çağ boyunca önemli bir hac merkezi olmuştur. Mimari üslubu ve süslemeleri ile orta Bizans dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşmış en seçkin örneği kabul edilen St. Nikolaos Kilisesi, dünya mirası olarak önerilmekte olup 2000 yılından bu yana geçici listede yer almaktadır.
 
Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
 
Aziz Nikolaos’ın çocukların koruyucusu ve sevindiricisi, efsanevi Noel Baba olduğuna yönelik inançtan dolayı, buranın Noel Baba Kilisesi olarak bilindiğini de unutmayın…
 
Likya Uygarlığı Antik Kentleri
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2009)
 
Günümüzde Teke Yarımadası olarak adlandırılan ve Antalya ile Fethiye körfezleri arasında Akdeniz’e uzanan bölge, antik coğrafyada Likya olarak bilinir. Likyalılar, MÖ 2. yüzyılda tarihteki ilk demokratik birliği kurmuş; Likya Birliği, bölgede sayıları yetmişe ulaşan bağımsız kent devletlerini bir araya getiren bir federasyon olmuştur. Benzersiz yönetim sistemi ve ortak mimari geleneği ile Likya'nın toplumsal, kültürel ve siyasi mirasını bir bütün olarak temsil eden antik Likya kentleri, UNESCO’nun ‘seri adaylık’ kriteri çerçevesinde bir bütün halinde dünya mirası olarak önerilmektedir.
 
Patara, Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
 
En bilinenleri Patara, Xanthos, Olympos, Myra ve Phaselis antik kentleri olmakla birlikte Antalya’da Andriake, Kyaenai, Limyra, Theimmusa, Simena, Istlada, Trebende ve Aperlai gibi daha pek çok antik kent olduğunu unutmayın…
 
Myra, Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
 
Antalya’ya gelmişken tüm Likya antik kentlerini gezmeye vaktiniz olmayabilir; ama bu eşsiz medeniyetin izlerini Kültür Portalı’nda keşfetmek için uğramadan gitmeyin: Antalya Gezilecek Yerler
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2009)
 
Mimarisi ve mermer heykeltıraşlığı ile ünlü olan Perge, Antalya il merkezine en yakın antik kentlerden biridir. Bir bütün olarak günümüze ulaşmış en büyük antik yerleşimlerden biri olup günümüze ulaşan sosyal ve kültürel yapılar, kentin antik dönemlerdeki heybetini yansıtmaktadır. Geç Klasik, Helenistik ve ağırlıklı olarak Roma İmparatorluk dönemleri bağlamında kent, şehir planlamasındaki düzenliliği ile göze çarpmaktadır. Kazılarda tespit edilen kalıntılarıyla da uygarlık tarihinde önemli bir yer edinen Perge, tüm bu özellikleriyle dünya mirası olarak önerilmektedir.
 
Tanıtma Genel Müdürlüğü Arşivi
 
Perge’de bulunan heykelleri, Antalya Müzesi'nde görebileceğinizi ve bu mükemmel eserlerin müzeyi, ülkemizdeki en önemli heykel müzelerinden biri haline getirdiğini unutmayın…
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2015)
 
Aspendos Antik Kenti, sadece Anadolu’nun değil tüm Akdeniz dünyasının en iyi korunagelmiş Roma dönemi tiyatrosuna sahip olmasıyla ünlüdür. Akdeniz ile ulaşımını ve gelişmesini, yakınındaki nehre ve çevresindeki bereketli topraklara borçlu olan Aspendos’ta bugün çoğunlukla antik tiyatro ve su kemerleri ziyaret edilmektedir. MS 2. yüzyıla tarihlenen bu eserler, günümüze oldukça iyi korunmuş şekilde ulaşabilmiştir. Aspendos’un mimari özellikleriyle dikkat çeken bu iki anıtsal yapısı, dünya mirası olarak önerilmekte olup 2015 yılından bu yana geçici listede yer almaktadır.
 
TGA
 
1930 yılında Antalya’yı ziyaret eden Atatürk’ün Aspendos Tiyatrosu’nu görmeye gittiğini ve bu görkemli yapının derhal onarılarak ziyarete açılması için talimat verdiğini biliyor muydunuz?
 
(UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi, 2016)
 
Antalya’nın tarihi kent merkezi olan Kaleiçi’nde yer alan Yivli Minare Camii, bir Selçuklu dönemi eseridir. Etrafında zamanla medrese, hamam, Mevlevihane ve türbelerden oluşan bir külliye şekillenen cami, minaresinin dikkat çekici formu ile ünlüdür. Anadolu Türk mimarisinde yeni bir biçiminin öncüsü olan minare, sanatsal değeri ile oldukça önemlidir. Yapı, altı kubbeli ibadet mekânı ile de Anadolu’daki çok kubbeli cami tipinin günümüze ulaşan en eski örneği kabul edilir. Antalya’nın sembolü olan Yivli Minare’nin insanlığın ortak bir değeri kabul edilerek dünya mirası olması önerilmektedir.
 
TGA
 
Geleneksel evleri ve dar sokakları ile eski Antalya’nın atmosferini hissedeceğiniz Kaleiçi’nde tarihi yapıları gezerken, yerel lezzetleri tadabilir ve yöresel ürünlerin satıldığı dükkanlara uğrayabilirsiniz…