Sakin Şehir Ahlat
Bitlis’in Ahlat ilçesi, stratejik önemi ve sahip olduğu doğal güzellikleri ile tarihin her döneminde çeşitli uygarlıklara merkezlik yapmıştır. Kubbet-ül İslam olarak tanımlanan üç şehirden biri olan Ahlat, Türkler için Anadolu’ya açılan kapı olmuştur. Van Gölü kenarındaki bu güzel ilçe, aynı zamanda Türkiye’nin Cittaslow ağını oluşturan sakin şehirlerden biridir.
Doğal güzellikleri, geleneksel el sanatları ve zamanın ruhunu yansıtan tarihi yapılarıyla adeta bir açık hava müzesi niteliğindeki Ahlat’ı birlikte keşfedelim…
Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, Türk-İslam mezarlıkları içerisinde büyüklük açısından dünyada üçüncü, ülkemizde ise ilk sırada yer alır. Mezarlıkta, dönemin ünlü sanatkârlarının eserleri bulunmaktadır. Orhun Abidelerine benzerliği, Orta Asya Türk kültürünün Ahlat’ta devam ettiğini ve bu kültürün burada kalmayıp Ahlat’tan Anadolu’ya yayıldığını göstermesi açısından önemlidir.
“Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları” Selçuklu dönemi taş işçiliğini, inanışlarını ve yaşam biçimini en güzel şekilde yansıtması nedeniyle 2000 yılından bu yana
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne önerilmektedir.
TGA
Birçok uygarlığın izlerini günümüze taşıyan Ahlat Müzesi, bir arkeoloji müzesi olup teşhirinde Kalkolitik Çağ’dan başlayarak günümüze uzanan geniş bir tarihsel döneme ait çok sayıda eser yer almaktadır. Müzede, Ahlat’ta hüküm süren devletlere ait bilgiler, Akkoyunlu dönemine ait koç biçimli lahitler, Sultan Alparslan’ın balmumu heykeli, Malazgirt Savaşı’na ait görseller, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bahsi geçen Ahlat’a ait sözler ve Oğuz damgaları gibi objeler de bulunmaktadır.
Ahlat Müzesi’nde, dönemin kültür, sanat, yaşam tarzı ve inanç sistemi gibi konularda bilgi vermesi açısından ünik olan eserler de sergilenmekte olup “lüster ibrik” bunlardan biridir.
Official Turkish Museums
Selçuklu Meydan Mezarlığı’nın yanında yer alan Emir Bayındır Kümbeti, 1481 yılında vefat eden Bayındır Bey için eşi Şah Selime Hatun tarafından yaptırılmıştır. Bayındır Bey, Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın torunu, Rüstem Bey’in oğludur. Çevresindeki sekiz kısa sütun sebebiyle halk arasında Parmaklıklı Kümbet adıyla da anılır. Zarif mimarisi ile Bitlis kümbetleri arasında özel bir yer almış ve Ahlat’ın simgesi durumuna gelmiştir.
TGM
Nemrut Gölü, Türkiye'nin en büyük krater gölüdür. Nemrut Dağı’nın tepesinde yer alan ve volkanik patlamalar sonucunda oluşan krater alanı (kaldera) içinde ikisi büyük toplam beş tane göl, çok sayıda lav çıkış merkezi, lav hunisi, sıçratma konisi, sıcak su kaynakları ve altı adet mağara bulunmaktadır. Alan, 2003 yılında Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı olarak tescillenmiştir.
Büyüleyici manzarasıyla göz kamaştıran Nemrut Krater Gölü çevresinde atlı tabiat yürüyüşü, bisiklet, fotosafari, kelebek ve kuş gözlemciliği, oryantiring, trekking ve yaban hayatı gözlemciliği gibi faaliyetler yapılabilmektedir.
TGA
Ahlat Bastonu
Ahlat Bastonu, Bitlis’in Ahlat ilçesinde yetişen ceviz ağaçlarından üretilen bir üründür. Ürün üzerindeki desenler, tarihi eserlerde bulunan Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu ve Osmanlı motiflerinden yararlanılarak özgün olarak tasarlanmış ve kuşaklar boyu günümüze ulaşmıştır. Ürünün kafa ve gövde kısımlarında kullanılan kalıplar yöreye özgüdür. Binlerce yıllık motifler, yaklaşık 3000 yıllık geçmişe sahip olan Ahlat Bastonu üzerine, baston ustalarının emekleri ve birikimleriyle özenle işlenmektedir.
Ahlat Bastonu, 2017 yılında coğrafi işaret tescili almıştır.
TGA
Kadı Mahmut Camii, 16. yüzyılda Gazi Kadı Mahmut adlı bir zat tarafından yaptırılmıştır. 1982-83 yıllarında onarım ve restorasyonu yapılan caminin yapılışı sadedir ve camide Osmanlı mimari üslubu hakimdir. Bütünüyle dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilmiş olup ibadet mekânı ise karedir. Son cemaat yeri üç kubbe, ana mekânı ise tek kubbeyle örtülmüştür. Minaresi kuzeybatı köşesine yapışık olarak yapılmıştır ve tek şerefesi bulunmaktadır.
TGM
Geleneksel Ahlat Taş İşçiliği
Ahlat taşı, Nemrut Dağı'nın eteklerinden çıkarılan; kırmızı, siyah, gri ve beyaz gibi birçok doğal rengi olan volkanik bir taştır. Ahlat taşının yapı ve eser üretmek için çıkarılması, şekillendirilmesi ve süslenmesi özel bir bilgi, yöntem ve beceri gerektirmektedir. Taş işleme ustaları tarafından yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılarak gelişen bu teknik ve estetik anlayış, Ahlat taş işlemeciliği geleneğini oluşturmuştur. Bu gelenek, 2022 yılında UNESCO’nun Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne kaydedilmiştir.
2012 yılında Yaşayan İnsan Hazinesi olarak ilan edilen taş ustası Tahsin Kalender (1928-2020), geleneksel Ahlat taş işçiliğinin en önemli temsilcilerinden biri olmuştur.
TGM