­

Soğuk İklimde Sıcak Anıları Dondurmak: Sarıkamış

Anadolu bir başka görünüyor ay yıldız damgalı tren penceresinden… Uçsuz bucaksız bir manzara, harika bir doğa, yemyeşil bir nehir, kıvrıla kıvrıla yanı başında akıp gidiyor.  Bir taraftan doğduğum topraklara adım atacak olmanın, diğer taraftan yıllardan sonra uzun mesafeli bir tren yolculuğu yapmanın heyecanıyla sarmalanmış bedenim. Trenin penceresinden dağlara, taşlara, akarsulara, derelere bakarken dalıp gidiyorum hayallere.  Anadolu topraklarını arşınlayan, süzüle süzüle giden bu kara trenlerin taşıdığı sadece insan ya da eşya değil… Duyguları; hasretleri, sevdaları, ayrılıkları, kavuşmaları, nice nice yaşanmışlıkları taşıyor demir ağların üzerinde; yıllardır bıkmadan, yorulmadan…

2004 yılından beri her yıl yapılan “Sarıkamış Şehitlerini Anma Etkinlilerinin bu sene 103. yılı münasebetiyle düzenlenecek olan programlara ve yürüyüşe katılmak üzere Sarıkamış’a gitmeyi planlamıştım. Bu yolculuğumda, artık son yıllarda bir doğu klasiği hâline gelen ve her yaş grubundan inanılmaz rağbet gören Doğu Ekspresi’ni tercih ettim.

Yaklaşık 24 saatlik yolculuğum esnasında şu kanaate vardım ki; herkesin hayatında en az bir defa denemesi gereken bir yolculuktur Doğu Ekspresi ile yolculuk.  Emin olun bu, pişman olmayacağınız bir tercih olacaktır. Bu yolculuk hayatınıza, unutamayacağınız güzellikte ve çok değerli anılar katacaktır. Özellikle gençlerin yolculuk esnasında kurdukları yeni arkadaşlıklar, tanışmalar, kaynaşmalar, derken bir anda tam bir eğlenceye, şölene dönüşen bir havada nasıl geçtiğini fark etmiyorsunuz bile zamanın.

Trenimiz yaklaşık 24 saatlik uzun bir yolculuktan sonra Sarıkamış’a varıyor. Üç gün süren etkinlikler boyunca Sarıkamış Kayak Merkezi’nde konaklamayı tercih ediyorum. Etkinliklerin yanı sıra fırsat buldukça kayak merkezini ve Sarıkamış’ı bir kez daha yakından tanıma fırsatı yakalıyorum.

Sarıkamış denilince elbette ilk önce akla gelen “beyaz hüzün” dür. 1914 yılında Allahuekber Dağları’nda bembeyaz karlar üzerinde donarak şehit olan askerlerimizden bize yansıyan bir hüzün bu! Kara bahtın beyaza aksettiği bir hüzün!

Her yıl olduğu gibi bu sene de Sarıkamış’ta yapılan anma etkinliklerine Türkiye’nin her yerinden binlerce insan katılıyor. Bu etkinlikler esnasında şunu da görüyorum ki, artık Sarıkamış’ın kara kışı, anma merasimlerinin yanında ayrıca turizm bakımından “beyaz sevince” dönüşmüş durumda. Artık doğuda “kış turizmi”ne ilgi artmakta ve bu durum da doğu ekonomisine önemli bir katkı sağlamakta.

Bu bağlamda, yeşil çam ormanlarıyla, harika doğasıyla bildiğimiz Sarıkamış, son yıllarda bir başka özelliği ile de tanınmaya başlamış. Sarıkamış Kayak Merkezi… Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; kayak severler için Sarıkamış Kayak Merkezi, tercih edebilecekleri birçok özelliğe sahip. Neler mi derseniz? Sarıçam ormanlarının en güzel yerlerinden birini oluşturan ve 2004 yılında Milli Park statüsü verilen, Çamurlu Dağ mevkiindeki Sarıkamış Kayak Merkezi, belki de dünyanın sayılı yerlerinde var olan özellikleriyle öne çıkıyor. Örneğin, sadece Alpler’de rastlanabilen toz kristal kar özelliği Sarıkamış Kayak Merkezi’ni oldukça özel kılıyor ve bu nedenle son yıllarda bir hayli rağbet görüyor. 2634 rakımlı kayak merkezinde toplam uzunluğu 25 kilometreye ulaşan dokuz pist bulunuyor. En uzun pisti 3500 metre. Bağlantılı pistle birlikte 5 kilometre kesintisiz kayak yapabilme özelliği bulunuyor. 

Uluslararası Cross Country Federasyonu tarafından tescil edilen ve çevre uzunluğu 50 km olan Cross Country pisti, 5 km’lik bir alanı kapsamaktadır. Saatte 2400 kişiyi taşıyabilecek 4950 m uzunluğunda elektronik telesiyej hizmet veriyor. Tüm pistlerde bir günde 15000 kişi kayak yapma imkânına sahip. Kayakçılar, snowboardcular ve özellikle yeni öğrenmeye çalışanlar ayrı ayrı pistlerde kayak yaptıklarından pist hem güvenli hem de keyifli kayak yapılmasına olanak sunuyor. Pistlerin neredeyse tamamı sarıçam ormanlarının arasında kalıyor. Çam ağaçları rüzgârı kestiği için korunaklı bir ortamda kayak yapabiliyorsunuz. Hele bir de eksi derecelere rağmen, neredeyse mevsim boyunca, ışınlarını hiç esirgemeden gülümseyen güneş, masmavi gökyüzü, yerdeki karı kıskanan bembeyaz bulutlar, karlar üzerinde yüz binlerce kar kristallerinin birer gündüz yıldızlarına dönüştüğü göz kamaştırıcı bir manzarada kaymaksa bir efsaneye dönüştürüyor kayak keyfini.

Sarıkamış’a gideceklerin mutlaka görmesi gereken yerlerden biri de 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası bölgeyi işgal eden Ruslar döneminde yapılan ve av köşkü olarak kullanılan, orman içinde bir sır gibi saklı olan ünlü Katherina Köşkü’dür. Tamamen çam ağaçlarından ve çivi kullanılmadan yapılan köşk günümüzde kullanılmamaktadır. Sarıkamış lokasyon olarak da oldukça avantajlı bir konumda. Doğu’nun kültür turizmi denince akla gelen yerlerinden, Kars’a 50 km, Erzurum’a 150 km, Doğubayazıt’a 250 km uzaklıkta yer alıyor. Özellikle kış mevsiminde Kars’ı görmek ve gezmek isteyenler ve fotoğraf meraklıları için tam da dönemi diyebiliriz. Hele bir de Çıldır Gölü’nün donduğu bir döneme rastlarsanız oldukça şanslısınız demektir. Atlı kızakla göl üstünde gezintiler, Ani Ören Yeri’nde tarihe yolculuk, İshak Paşa Sarayı’nın görkemiyle büyülenmek…

Sarıkamış’ta güneş karların üstünde yakamoz gibi parlarken, gökyüzünün maviliği ve yemyeşil cam ağaçları arasında bir kuğu gibi slalom yapmak…

Tarih, kültür, doğal güzellikleriyle dolu bir coğrafyada doya doya gezmek, yeni yerler keşfetmek, beyaz efsaneyi yaşamak, soğuk iklimin sıcak anılarını fotoğraf karelerinde dondurmak…

İstemez misiniz?

O hâlde ne duruyorsunuz?

16.01.2018

Erdoğan Gümüş

Instagram:@erdogangumus1

Sesler TÜMÜ

Çıldır Divanisi "Kars"
İncitir
Ne Bakarsın Urum Kızı Kuleden

E-Kitap / Doküman

ANTLAŞMALAR/KONFERANSLAR