Metropolis İzmir’in 45 km doğusunda yer alan Torbalı’nın ilk yerleşim alanıdır, Torbalı Ovası’nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kuruludur.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Metropolis’ten ilk defa Avrupalı gezginler J.Spon ve G.Wheler 17 yy.’da bahsediyor. Bu gezginler, 1675 yılında yöreye gelmiş ve bugün Torbalı ilçesinin Yeniköy ve Özbey köyleri arasında yer alan harabelerin, Metropolis antik kentine ait olduğunu belirtmişler.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
19. yy.’da ise İzmirli araştırmacı A.Fontier, Metropolis’te yazıtlar ve topoğrafya konularında yaptığı araştırma sonunda, Metropolis çevresindeki Çevlik ve Fetrek çaylarının antik isimlerini “Astraios” ve “Phyrites” olarak saptamış ve kent kalıntılarını kısaca tarif etmiştir.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Metropolis MÖ 3. yy.’da Seleukos Krallığı zamanında Lyzimachos’un adamları tarafından kurulmuştur. Metropolis "Ana Tanrıça Kenti" demektir. Şehre adını veren ana tanrıçaya ait heykel Uyuzdere mevkisinde yapılan kazılarda bulunmuştur. Metropolis Helenistik dönemde ( MÖ 1-2.yy ) gelişmiş, şehir görkemli sur duvarlarıyla çevrilmiş, savaş tanrısı Ares adına bir tapınak yapılmış, stoa ve tiyatro gibi anıtsal kamu yapıları inşa edilmiştir. Helenistik dönemin sanat açısından önemli bir merkezi olduğu bilinen Metropolis son derece kaliteli ve özgün heykeltıraşlık eserleri yaratmıştır.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Roma İmparatorluk döneminde kent yamaçlardan aşağıya doğru gelişmiştir. Günümüze ulaşan kalıntılardan Atrium, Roma Evi, Zeus ve On İki Tanrı tapınakları bu dönemdendir. Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan kent savaşlar yüzünden küçülmeye başlamış, surlar daralmış ve şehir kale, stoa, akropolle sınırlanmıştır.
Doğal bir yamaç üzerine kurulu olan tiyatro kentin sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetlerine ev sahipliği yapar. Tamamı mermerden yapılmış olan tiyatro orkestra, sahne binası, oturma yerleri ve ön kısımda bulunun soylu koltuklarından oluşur.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Dışarıdan gelen önemli konuklar, din adamları ve imparatorlar için yapılan bu koltuklar Helenistik dönemin mermer işçiliğinin en güzel örneklerindendir.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Bu koltukların arkasında Zeus’un yıldırım demeti ve kalkanlı Ares kabartması vardır. İlk olarak geç Helenistik dönemde inşa edilen ve Roma Dönemi'nde sahne binası genişletilen tiyatro 8-10 bin kişiliktir. Oturma yeri olan cavea bir koridorla iki diazomaya ayrılır. Merdiven kenarları her biri değişik desene sahip aslan ayaklarıyla süslenmiştir. MS 4. yy.’da tiyatro işlevini yitirmiştir.
Kaynak: İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü