­
Iğdır

Genel Bilgiler

            Türkiye’nin doğusundaki sınır şehirlerinden biri olan Iğdır ve çevresinin insanlık tarihinin çok eski devirlerinden beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı ve tarih boyunca birçok kavimin egemenliğine girerek, bu kavimlerin medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yaptığı bilinmektedir.

        “Iğdır” Adının Kaynağı   :

            Iğdır’ın adı; 24 Oğuz boyundan 21.si sayılan İç-Oğuzlar Üç-Ok  koluna mensup Oğuz Han’ın altı oğlundan biri olan Cengiz ALP’ın en büyük oğlu “Iğdır Beğ” den gelmektedir. Bu boyun ilk başbuğu Iğdır Beğ’dir. Iğdır, kelime olarak  “iyi, büyük, ulu, ünlü, yiğit başkan ve bahadır” gibi manalara gelmektedir.

            Iğdır Beğ, dört kardeşin en büyüğüdür. Kabilesi Aras havzası ve Azerbaycan bölgelerine yerleşmiştir. Bunun en büyük delili, Yıldırım Beyazıt’ın 1402 ‘de yapılan Ankara Savaşında Timur’a yenilmesine sevinen Hiristiyan aleminin, tebrik için Timur’a bir çok elçi göndermeleridir. Bu elçilerden biri olan İspanyol Klaviyo’nun anlattığı gibi Iğdır Korganı bugün Ağrı Dağı eteklerinde halen harabe halinde bulunmaktadır. Klaviyo, buraya “kayalık üzerinde duran bir kal’a” diyerek, adının da “Iğdır” olduğunu belirtir.

[2] Ağrı Dağı eteklerinde Orta Tunç Çağından başlayarak Orta Demir Çağına kadar kullanılmış olan nekropoller oldukça yoğundur.

[8]

[10]

[12]

[15]

[16]

[17]

[18]

[19]

[21]

[22]

               Ermeniler, bölgede bir Ermenistan Devleti kurmak için akla gelmedik işkence ve katliam yaparak bölgedeki Türk nüfusunu yok etmeye başlamışlardır. Bu katliamlardan günümüze birçok toplu mezar kalmıştır. 1986 yılında Prof.Dr. Enver KONUKÇU başkanlığındaki bir ekip merkez ilçeye bağlı Oba Köyü’nde bulunan bir toplu mezarı açarak Türk ve Dünya kamuoyuna göstermiştir. Daha sonraları Hakmehmet Köyü ile Gedikli Köylerindeki toplu mezarlar da açılmış, yetkililer tarafından tescil edilerek kamuoyuna sunulmuştur.

              Oba köyü’nde olduğu gibi Küllük, Hakmehmet,  Kadıkışlak gibi köylerde de toplu mezarların olduğu olayların canlı şahitleri tarafından yıllardan beridir anlatılmaktadır. Nihayet, 14 Kasım 1920 tarihinde 15. Kolordu Komutanı Kazım KARABEKİR komutasındaki kahraman Türk ordusunca, Ermenilerin Aras Nehrinin kuzeyine püskürtülmesiyle Iğdır ve çevresi kesin olarak Türkiye topraklarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

 


III. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 1984, s.194-204.

[2]  Arif Erzen, Doğuanadolu ve Urartular, Ankara, 1992, s.15-16

[3]  Aynur Özfırat, C.Marro, 2002 yılı Van, Ağrı ve Iğdır İlleri Yüzey Araştırması, 21. Araştırma Sonuçları Toplantısı I. Cilt, 2003, s. 20-21

[4]  Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.06.2001 tarih ve 1149 sayılı kararı.

[5]  a.g.k., 08.03.2002 tarih ve 1213 sayılı kararı.

[6]  a.g.k., 08.03.2002 tarih ve 1216 sayılı kararı.

[7]  a.g.k., 02.11.2002 tarih ve 425  sayılı kararı.

[8]  Oktay Belli, ‘Ağrı Dağı Bölgesi’nin Urartu Krallığı İçin Önemi’, II. Uluslar arası Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Sempozyumu, İstanbul, 2008, s.36-48

[9]  Alpaslan Ceylan, Doğu Anadolu Araştırmaları Erzurum-Erzincan-Kars-Iğdır (1998-2008), Güneş Vakfı Yayınları, Erzurum, 2008, s.152-153

[10]  Hamza Gündoğdu ve bşk, Kuzeydoğu Anadolu’da Sivil Mimari, İstanbul, 2009, s. 9

[11] Belazuri (Ahmet bin Yahya), Fütuhu’l Buldan, (Çev. Mustafa Fayda), Ankara, 2002, s. 278-82

[12] Abdurrahman Acar, ‘İslam Coğrafyacılarına Göre Ağrı Dağı ve Çevresi’, II. Uluslar arası Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Sempozyumu, İstanbul, 2008, s.246-247

[13] Acar, a.g. m., s.246-247

[14] Ahmet Demir, ‘Eyyübiler’in Gürcistan ve Azerbaycan’a Açılmasında Sürmeri Kalesi’nin Rolü’, II. Uluslar arası Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Sempozyumu, İstanbul, 2008, s.69-71

[15] a.g.k., 27.04.1988 tarih ve 39 sayılı kararı.

[16] Nihat Çetinkaya, Iğdır Tarihi, İstanbul, 1996, s.69-73

[17] Ruy Gonzales de Clavijo, Anadolu Orta Asya ve Timur, İstanbul, 1993, s.90-91

[18] Nizamettin Onk, Kafkasya’dan Anadolu’ya Iğdır Tarihi, İstanbul, 2006, s.62-67

[19] Onk, a.g.e., s.68-71

[20]  Candan Badem ve bşk, Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars Vilayeti, İstanbul, 2010, s.9

[21]  Badem, a.g.e., s.32

[22]  Mete Tunçay, ‘Kars ve Kafkasya:1917-1921’ Kars 2. Kent Kurultayı Kafkasya’da Ortak Geleceğimiz, İstanbul, 2007, s.196



...Devamını Oku