16 değişik medeniyete ev sahipliği yapmış olan Adıyaman kuzeyde Malatya, batıda Kahramanmaraş, güneybatıda Gaziantep, güneydoğuda Şanlıurfa ve doğuda Diyarbakır ile komşudur. Ortadoğu ülkelerinin merkezinde yer alan Güneydoğu Torosların güneyinde, Zagros Dağlarının batısında, Basra Körfezinin kuzeyinde, binlerce yıldır Bereketli Hilal olarak bilinen toprakların üst sınırını oluşturur.
Kommagene Uygarlığı'nın insanlığa armağanı ihtişamlı tanrı ve kral heykelleri ile tüm dünyanın ilgi odağı olan Nemrut Dağı, her yıl ağırladığı konukları ile ülke turizmine renk katmaktadır. 1987 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” listesine alınan Nemrut Dağı'nın görkemli mezar tepesi ve çevresi, Anadolu topraklarında sözkonusu listeye dahil edilen 9 eserden biridir. 1988 yılında Milli Park ilan edilen bölge, 2004 yılında Uluslararası Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu FİJET tarafından Turizm Oscar'ı olarak kabul edilen “Altın Elma Ödülü”ne layık görülmüştür.
Tarihsel zenginliği ve doğal güzelliğiyle Adıyaman, ülke ekonomisine turizmin yanısıra enerji, petrol ve yetiştirdiği tarım ürünleri ile katkıda bulunmaktadır. Yurt genelinde çıkarılan ham petrolün yaklaşık % 25'ı il genelindeki petrol kuyularından elde edilmektedir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri arasında köprü vazifesi üstlenen kent Akdeniz Bölgesi'nin özelliklerini de kısmen taşımaktadır. Bu yönü ile hem doğuya hem de batıya açılan bir kapı konumunda olan Adıyaman, iklimi ve bitki örtüsünün çeşitliliğinde de bu üç bölgenin özelliklerini yansıtmaktadır. Emniyet ve jandarma suç istatistiklerine göre Türkiye’de en az suç işlenme oranıyla ikinci sırada yer almaktadır.
İli boydan boya kuşatan Fırat Nehri, irili ufaklı pek çok akarsu ve derinliklerde kaynayan şifalı suları Adıyaman'ı su bakımından zengin bir şehir yapmaktadır. İl topraklarının Fırat Nehri ile sınır oluşturan büyük bölümü, dünyanın sayılı barajları arasında yer alan Atatürk Barajı'nın suları altındadır. Başkent Samosata'yı suları altında tutan Atatürk Baraj Gölü, kent sosyal yaşamına farklı bir renk katmaktadır. Bir tatil kasabası görünümü sergileyen yöre, çeşitli su sporlarının yanısıra her yıl organize edilen yelken yarışlarına da sahne olmaktadır.
Adıyaman'ın Yüzölçümü 7.614 km2 olan kentin nüfusu 590.933'tür.
2206 metre yükseklikte eşsiz bir gündoğumu... Günün ilk ışıklarıyla bir bir beliren tanrı suretleri...
Tanrıların tanrısı Zeus, Apollo, Herakles, bereket ve şansı temsil eden Tanrıça Kommagene ve yanıbaşında tüm cüretkarlığı ile Kral Antiochos... Tanrıların habercisi kartal ve güç timsali Aslan'ın korumasında binlerce yıldır tüm azametiyle etrafı süzüyorlar.
Kommagene Uygarlığı'nın insanlığa armağanı dev tanrı heykelleri ve muhteşem rölyefler Nemrut'a “Dünyanın Sekizinci Harikası” unvanını getirirken, Adıyaman'ı “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne taşıyor.
Nemrut'un zirvesinde göğün kızıla büründüğü görkemli gün batımında Kral I. Antiochus'un sözleri hala yankılanmaktadır:
“Ata hükümdarlığını devraldığım zaman tahtıma bağlı krallığı, tüm tanrıların ortak yurdu yaptım. Onları, şekli temsillerini kendi soyumun talihli köklerinin geldiği Pers ve Helenlerin eski usullerine göre çeşitli biçimlerde yapmak suretiyle, kurbanlar keserek ve şölenler düzenleyerek, eskiden beri insanlar arasında ortak bir adet olduğu üzere onurlandırdım. Zamanın tarihine dirençli bu tapınaksal mezarın temellerini göksel tahtların yakınında atmaya karar verdiğimde, bu kutsal mekan, sadece ileri yaşıma rağmen hala sıhhat ve selamet içinde olan bedenimi saran kılıfa, tanrının sevdiği ruhum Zeus-Oromasdes'in göksel tahtlarına yolcu olduktan sonra, ebedi bir istirahatgah olsun istemedim; buranın aynı zamanda bütün tanrıların ortak tahtları olmasını da kararlaştırdım...”
Kültür turizminden, sağlık turizmine, spor turizminden av turizmine kadar bir çok alanda zengin kaynaklara sahip olan İl, 1800 yıllık Roma döneminden kalan Cendere Köprüsü, Kommagene döneminde ticaret merkezi olarak kullanılmış olan Perre Antik Kenti, Kommagene Yazlık Yönetim Merkezi olarak kullanılmış olan Arsemia, Kommagene döneminde yapılmış ancak, Roma Bizans Memlükler tarafından da kullanılmış olan Eski Kahta Kalesi, Prenseslerin anıt mezarı olarak kullanılmış olan Karakuş Tümülüsü, gibi bir çok şahesere ev sahipliği yapmaktadır.