Yozgat doğuda Sivas, güneyde Kayseri ve Nevşehir, güney batıda Kırşehir, batıda Kırıkkale, kuzeyde ise Çorum, Amasya ve Tokat illeri ile komşudur. Yüzölçümü izdüşüm olarak 13.597 km² dir. Gerçek yüzölçümü ise 14.037 km² dir.
Yozgat ilimizin merkez ilçe dâhil 14 tane ilçesi vardır. Bunlar Merkez ilçe, Akdağmadeni ilçesi, Aydıncık ilçesi, Boğazlıyan ilçesi, Çandır ilçesi, Çayıralan ilçesi, Çekerek ilçesi, Kadışehri ilçesi, Saraykent ilçesi, Sarıkaya ilçesi, Sorgun ilçesi, Şefaatli ilçesi, Yerköy ilçesi ve Yenifakılı ilçesidir.
-Yozgat İli Genel Nüfusu : 444.211
-İl Merkezi Nüfusu: 79.240
-Yozgat Merkeze bağlı belde ve köylerin nüfusu: 18.203' dür.
Yozgat jeolojik açıdan incelendiğinde Tersiyer yani 3. (III.) zamanda oluşmuştur. Bunu kanıtlayacak Yozgat merkez yerleşiminin kuzeyinde 1530 mt. yüksekliğindeki Nohutlu Tepesi'nde bulunan taş parçası gösterilebilir.
İl merkezinin kuruluşu MS. 16.yy'a rastlamaktadır. 1560 yıllarında Bozok ismiyle kaynaklara geçmiştir. Bozok ismi, 16.yy'da buraya yerleşmeye başlayan Bozok Türkmenleri tarafından verilmiştir. Yozgat ismi ise 1927 yılında T.B.M. Meclisi kararıyla verilmiştir.
Yozgat il merkezinin tarihinin çok yeni olması Yozgat ve çevresinin antik dönemde yerleşim görmediği anlamına gelmemektedir. Nitekim bölge çok eski devirlerden günümüze kadar yerleşim görmüştür. Bu, bölgede yapılan birçok araştırmalar sonucu kanıtlanmıştır.
Yapılan araştırmalar sonucu bölgede Kalkolitik dönemden itibaren yerleşimler olduğu anlaşılmıştır. Yozgat’ın genel bir kronolojisi verilecek olursa:
- Kalkolitik Dönem: Taş ve Maden Çağı. M.Ö. 5500-3000 yılları arası. Bu dönem 3'e ayrılır.
Erken Kalkolitik: M.Ö.5500-4500
Orta Kalkolitik: M.Ö.4500-4000. Yozgat yöresinde Orta Kalkolitik sonlarına doğru kalıntılar ve yerleşim izlerine rastlanmaya başlanmıştır. Bu dönem merkezleri Alişar (Sorgun) ve Kaletepe Höyük’tür. (Aydıncık)
Geç Kalkolitik: M.Ö.4000-3500. Bu dönem merkezleri Alişar ve Kaletepe Höyük'tür.
M.Ö.3000-1200 yılları arası. Bu dönem merkezleri Alişar, Çengeltepe, Mercimektepe Höyük'tür.
M.Ö. 1800-1200. Bu dönem merkezleri Alişar, Mercimektepe-Hitit beylikler dönemi(M.Ö.1200-1100).
Frig Devri: M.Ö.750-680. Bu dönemde Alişar yöresinde Frig yerleşimleri olmuş, son buluntulara göre Kerkenez Dağı’nda (Sorgun) ortaya çıkarılan Frigce yazıtlardan burada da bir Frig kenti kurulduğu anlaşılmıştır.
M.Ö.700' lerde Alişar'da ve Kerkenez Dağı’nda izleri görülür.
Anadolu'da M.Ö. 540-333 yılları arasında hakimiyetleri vardır. Merkez olarak şu ana kadar Alişar verilebilir.
M.Ö.330-30 yılları arası. Bu dönemin başlarında Alişar’da Büyük İskender devri izleri görülür.
M.Ö.280-25 yılları arası. Galatlar M.Ö. 3. yüzyılda Orta Anadolu'ya göç etmişler ve bunların Trokmi kolu, Hitit kaynaklarında Taviniya olarak geçen (Büyüknefes Köyü) bölgeye yerleşmişler ve Tavion isimli şehri kurmuşlardır. Tavion bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir. Bundan başka Alişar'da da Galat istilası izleri görülür .
Anadolu için Roma çağı M.Ö.30-M.S.395 .Bu çağda Yozgat’ta birçok yerde Roma izleri görülür : Tavion, Alişar, Tarbosthane (Sarıkaya), Yerköy.
M.S.395-1071 yılları arası. Şimdiye kadar Yozgat’ta Bizans izlerinin görüldüğü merkezler şunlardır: Alişar, Tavion, Çeşka, Sarıkaya ve Kazankaya Kanyonu, Yenifakılı, Özler.
Çandır Kümbeti, Çayıralan Çerkezbey Türbesi, Saraykent Çinçinli Sultan Hanı, Behramşah Kalesi, Çekereksu Hanı ve Köprüsü, Çapanoğlu Camii vb.
Yozgat'ın Tarihi Açıdan Önemi
Yozgat yöresinde 1920'li yıllardan, yüzey araştırma ve kazı çalışmaları az da olsa devam etmiştir. Bu araştırmaların sonun da bölgenin arkeolojik açıdan önemi biraz da olsa gözlemlenebilmiştir.
Bunu kanıtlayacak tezler çoktur. Yörenin özellikle Hititler'in başkenti Hattuşaş(Boğazköy) ve Alacahöyük'e(Arinna) yakın olması önemini bir kat artırırken, yörenin neredeyse Anadolu'nun tam ortasında yer alması ve tarihte kullanılan ticaret yollarının kesiştiği noktalara denk gelmesi gibi nedenler bölgenin tarihi açıdan ne kadar büyük bir öneme haiz olduğunu göstermektedir. Nitekim bunu kanıtlayacak merkezler bölgede mevcuttur. Alişar, Tavion, Çengeltepe, Mercimektepe, Çeşka, Çadırhöyük, Kerkenez, Kuşaklıhöyük, Yassıhöyük, Özler Yeraltı Şehri, Kazankaya Kanyonu vb. gibi.
Malazgirt Savaşından Sonraki Devre
Bozok çevresinde Türk - İslam izleri 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra başlatır. Tahrir Defterlerinden Oğuz boylarına mensup 24 boydan 21’inin Anadolu’ya geldikleri anlaşılmaktadır. Bu sayıya Karaevli boyunu da ilave etmek gerekir. Salur, Eymür ve Karkın’lılar Anadolu’nun iskanında birinci derecede rol oynamışlardır. Kayın, Anadolu’nun fethi ve iskanında, Beydilli ve Bayındır boyları da Anadolu’ya yerleşmede önemli görevler yapmışlardır. Oğuzlar, göçtükleri yerlere her sosyal birimden insanların yanında, kültür unsurlarını da taşıdılar. Bozok bölgesi, önemli kervan ve ticaret yollarının geçtiği bir yerdi. Emirci Sultan’ın Osmanpaşa Tekkesi köyü, bu yollardan birinin üzerinde bulunuyordu. Zaviye, Kayseri ve Kırşehir’den Amasya’ya giden yol üzerindeki bir konak noktasıydı. Yesevi Şeyhi Emirci Sultan’ın 1204’lerde Bozok’a gelerek, Keçikıran (Osmanpaşa)’a yerleşip irşada başladığı, bu bölgede 16. yüzyılda da “Osmanpaşa Tekkesi” adıyla bir zaviye kurulduğu anlaşılmaktadır. Salmanlı ve Danışman köyleri, Danişmend’liler zamanından kalma tarihi köylerdir. İlimizde Selçuklu’ların izleri 12. yüzyılından itibaren görülür. Bir ara Danişmendoğulları’nın nüfusuna giren bu bölgede 1175’den sonra Anadolu Selçukluları’nın eline geçmiştir. 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra İlhanlılar’ın kontrolüne giren bölge Anadolu Selçuklu Beylikleri döneminde Eretna Beyliği’nin, 1381’den sonra da Kadı Burhaneddin Devletinin eline geçti. 1398’de Kadı Burhanettin öldürülünce Yıldırım Beyazıd bu bölgeyi aynı tarihte Osmanlı Devleti sınırlarına kattı. Timur Han 1402 - 1403 senelerinde Yozgat ve çevresini ele geçirdi. Timur Han Anadolu’yu terk ederken, 1256’dan itibaren bu bölgeye yerleşen Karatatarlar’ı Türkistan’a götürmeye karar vererek 1404’de bunların tamamını zorla alıp götürmüştür.
Osmanlı Döneminde Yozgat ve Çapanoğulları
Timur’un Anadolu’dan ayrılmasından sonra, Osmanlı şehzadeleri arasında çıkan saltanat kavgalarında Yozgat ve çevresi büyük sıkıntı çekmiştir. Yeniden Osmanlı Devleti’ne bağlanması ancak 1408’de Çelebi Mehmet döneminde olmuştur. 1413’de kesin olarak Anadolu’da Osmanlı hakimiyetini sağlayan Çelebi Mehmet, Yozgat ve yöresindeki devlet hakimiyetini pekiştirmiştir.Yavuz Sultan Selim döneminde Yozgat ve çevresinde “Celal” adında bir Türkmen önderinin çıkarmış olduğu isyan kontrol altına alınmışsa da, Yozgat ve yöresi bu isyandan büyük zarar görmüştür. Kanunî Sultan Süleyman döneminde arazi tahririnin yenilenmesi sırasında, bölgede yine karışıklıklar çıkmış, ancak kısa sürede denetim sağlanmıştır (1526).
17. yüzyılın sonlarında devlet tarafından BOZOK’a yerleştirilen Mamalu Türkmen oymaklarından, Çapanoğulları büyük güç kazanmışlardır. 1728’de Çapanoğullarından Ahmet Ağa, Yeniil Has Mütesellimliği’ne getirilmiştir. Bu görevde üstün başarı gösterdiğinden dolayı da, 1732’de de Mamalu Türkmenlerin mütesellimliği görevine yükseltilmiştir. 1741 yılında ise, BOZOK Mütessellimliği görevine atanmıştır.Çapanoğlu Ahmet Ağa, bundan sonraki yıllarda etkinliğini komşu sancaklarda da duyurmuştur. Osmanlı Devleti’nce 1745’de “Kapıcıbaşılı” payesiyle ödüllendirilen Ahmet Ağa, Yozgat ve yöresinde bazı bayındırlık hareketlerine girişerek, halkın desteğini kazanmaya özen göstermiştir. Çapanoğulları, merkezi yönetimle uyum içinde olmayı sürdürmüşler; 1755’de İstanbul’da ortaya çıkan et sıkıntısını gidermek üzere koyun göndermeleri karşılığında BOZOK Sancağı malikâne olarak Çapanoğlu Ahmet Ağa’ya verilmiştir.
Böylece, Çapanoğulları Yozgat ve yöresinin tartışılmaz hakimi durumuna gelmişlerdir. Bu tarihten sonra İstanbul’a sık sık Çapanoğulları hakkında yakınma mektupları gitmeye başlamıştır. 1757’de devlet, Çapanoğlu Ahmet Ağa’yı zulümlerine son vermemesi durumunda malikanesinin elinden alınacağını bildirmiştir. Ahmet Ağa 1761’de Sivas Valiliğinin, İstanbul Hükümetince verilmesini sağlamıştır. Bu başarısının verdiği cesaretle Maraş Valiliği’ne de göz dikince hakkında idam fermanı yayınlanmıştır. Ahmet Ağa’nın 1765’de idamından sonra Çapanoğlu Mustafa Bey’in BOZOK Sancağı Mütesellimi oluncaya kadar Çapanoğulları Yozgat ve yöresindeki etkinliklerini yitirmişlerdir. 1768’de mütesellim olan Mustafa Bey, merkezle iyi geçinmeye çalışarak, yapılan savaşlar sırasında devlete asker ve malzeme yardımında bulunmuştur. Çapanoğulları 1772’den sonra Yozgat ve yöresinde yeniden söz sahibi olmaya başlamış, çevredeki diğer ayanlarla mücadeleye başlamışlardır.
Çapanoğulları Caniklioğullarına karşı sürdürdükleri mücadeleden başarı ile çıkmışlardır. Mustafa Bey, 1782’de hizmetçileri tarafından öldürülünce, BOZOK Sancağı Mütesellimliği kardeşi Süleyman Bey’e verildi. Osmanlı Padişahları 1. Abdulhamit ve 3. Selim ile iyi ilişkiler kuran Süleyman Bey, 1783’de Çankırı Sancağı Mutasarrıflığı’nı da almıştır. Nizam-ı Cedid Ordusu’nun kurulmasını destekleyen Süleyman Bey, Caniklioğulları ile üstünlük mücadelesini sürdürmüş, 3. Selim’in tahttan indirilmesiyle durumu sarsılmış ise de, Alemdar Mustafa Paşa’nın, 3. Selim’in yerine geçen 4. Mustafa’yı tahttan indirmesiyle eski konumunu yeniden kazanmıştır. Süleyman Bey, 1808’de İstanbul’da toplanan ayan arasında yer alarak, Sened-i İttifak’ı imzaladı ve Sekban-ı Cedid askerini kendi hakimiyet bölgesinde örgütlenmeye başlamıştır. Süleyman Bey, 1813’te öldüğünde güçleri doruğa ulaşmış olan Çapanoğulları, kendilerine mukataa olarak verilen; BOZOK, Amasya, Şarki Karahisar, Sivas, Kayseri, Maraş, Antep, Halep, Rakka, Adana, Tarsus, Konya Ereğlisi, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Ankara’da büyük bir nüfuza sahip olmuşlardır. Çapanoğulları’ndan Mehmet Celaleddin Paşa, 1842-1846’da kısa sürelerle BOZOK ve Kayseri Kaymakamlığına atanmıştır.1849’dan sonra yönetim kademelerinden iyice uzaklaştırılan Çapanoğulları, büyük servetleri sayesinde, özellikle ekonomik alandaki güçlerini XX. yüzyılın başlarına kadar sürdürmüşlerdir.
Kurtuluş Savaşında Yozgat
Yozgat, ülkemizin, mütareke ve milli mücadele yıllarında adını önemle duyuran iller arasında yer almaktadır. Yozgat (Bozok) bu dönemde, yabancı güçlerin işgaline uğramamasına rağmen tanık olduğu ve Kuva-yı Milliye’yi hayli zor durumda bırakan bir isyan nedeni ile ön plana çıkmıştır. Yozgat, Kurtuluş Savaşı’nda merkezi Ankara’da bulunan 20. Kolordu’nun denetimi altında bulunmaktaydı. Gerek Yozgat’ın yeni Mutasarrıfı Necip Bey, gerek se Ankara Valisi Muhittin Paşa’nın Kuva-yı Milliye hareketi karşısındaki olumsuz tutumları ve engellemeleri nedeniyle, Sivas Kongresi günlerine kadar Yozgat’ta direnişle ilgili önlemli bir gelişme olmamıştır. Ancak, Muhittin Paşa’nın 19 Eylül 1919’da Kuva-yi Milliye’ce tutuklanması Necip Bey’in de 20 Ekim 1919’da Heyet-i Temsiliye’nin isteği üzerine görevden alınmasıyla bu durum değişmiştir. Anadolu’nun her yanında olduğu gibi, Yozgat’ta da Milli Mücadele’ye yönelik örgütlenmeye gidilmiştir. Kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Yozgat Şubesi’nin başına Başçavuşzade Ahmet Efendi getirilmiştir. Şubenin diğer Yönetim Kurulu üyeleri arasında Müftü Hulusi Efendi, Çapanoğlu Edip ve Celal Bey’ler de yer almışlardır. Ancak, yönetim kurulunun kendi içerisinde bir beraberlik oluşturamadığından dolayı, yönetim kurulu üyeleri özellikle de Mehmet Hulusi Efendi’yle Celal ve Edip Bey’ler arasındaki sürtüşme Milli Mücadele’nin yazgısını etkileyecek ölçüde sonuçlar doğuran “Çapanoğlu İsyanı”nın da nedenlerinden birisini oluşturmuştur.
Cumhuriyet Döneminde Yozgat
Yozgat, Cumhuriyet öncesi kurulan altmış vilayetten birisi olup, başlıca kaza merkezleri; Merkez, Akdağmadeni ve Boğazlıyan’dan ibarettir. Uzun süre “Bozok” adını taşıyan İl, Yozgat Milletvekillerinden Süleyman Sırrı İÇÖZ’ün 25 Haziran 1927 tarihli teklifi üzerine “Yozgat” adını almıştır.Daha sonra Sorgun’un da ilçe olmasıyla ilçe sayısı merkez dahil dörde çıkarılmıştır (1928). Yozgat’ın, bu dönemde dört ilçe ve 10 ‘u nahiye olmak üzere toplam 636 yerleşim yeri mevcuttur. Zamanla yeni ilçeler kurulmuş ve ilçe sayısı merkez ilçeyle birlikte 9 olmuştur.Bu ilçeler; sarasıyla; Merkez, Akdağmadeni, Boğazlıyan, Sorgun, Çekerek, Şefaatli, Sarıkaya, Çayıralan ve Yerköy’dür.1990 Yılında çıkarılan bir kanunla; Aydıncık, Çandır, Saraykent, Kadışehri ve Yenifakılı da ilçe olunca ilçe sayısı merkez ilçeyle birlikte 13 rakamına ulaşmıştır. Yozgat bağlı 14 ilçe, 22 belediye ve 567 köy bulunmaktadır.
Yozgat İsminin Verilmesi
İlin, asıl adı "BOZOK" olup, zamanla "Yozgat" olarak değiştirilmiştir. Oğuz'ların; "BOZOK" koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akınıyla birlikte, yöre "BOZOK" ismiyle anılmıştır. 1800'lü yıllara doğru bu ismin yanı sıra "YOZGAT" adı da telaffuz edilmiştir.
"Yozgat" adının menşei konusunda ise, değişiki söylentiler ileri sürülmektedir: Bir rivayete göre, Yozgat Saray Köyü'nden (bugün itibariyle kasaba) itibaren aşağıdan yukarıya doğru kat kat yükselmektedir. Bu kat kat yükselişindin ve rakımının yüksekliğinden dolayı önceleri "Yüz kat" denmiş, zamanla bu isim söylene söylene "Yozgat" halini almıştır. Diğer bir rivayete göre; Aşiret Reisi Ömer Cabbar Ağa'nın yüzü çopurdu. Bu yüzden kendisine Çopur veya Çapar Koca derlerdi. Söylentiye göre Cabbar Ağa, sürülerini bir yaz günü yaylata otlatırken karşısına Hızır (AS) çıkıyor ve davar sahibi Cabbar Ağa'dan içmek için süt istiyor. Güler yüzlü Ömer Ağa hemen misafirine ikramda kusur etmeyerek, gönül hoşluğu ile sütü ikram eder. Hızır (AS) sütü içtikten sonra çok memnun kalır ve Cabbar Ağa'ya "Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz-Kat olsun" diyor. Bu sözü söyleyerek kayboluyor. Temeli böyle olan Yoz-Kat söylene söylene Yozgat halini alıyor. İsmin kaynağı hakkında her ne kadar tatmin edici bir bilgi yoksa da uzun yıllar bu havalinin böyle anıldığı bilinmektedir.
ARSLAN Murat, Antikçağ Anadolu'sunun Savaşçı Kavmi Galatlar. Arkeoloji ve Sanat Yayınları.2000.İstanbul.
FRENCH D.H.13.Araştırma Sonuçları Toplantısı I.Cilt, İstanbul, 1995
HERODOTOS. Herodot Tarihi.1.76
Yozgat 1991 İl Yıllığı.
STRABON. Antik Anadolu Coğrafyası.1999.İst.
RAMSAY W.M.Antik Anadolu Coğrafyası1961.İst.
ÖZCAN Musa.17.Arş. Snç.T.2.C
SALTUK Secda. Arkeoloji Sözlüğü.1997.İstanbul
SUMMERS G. D. Anadolu Medeniyetleri Konferansları. Ankara.2000
YILMAZ Ömer, 2001 L.Tezi / Yozgat Tarihi Coğrafyası